Çukurambar Merkez Şubemiz
Farilya İş Merkezi No:8/31 Kat:8
Bizi Arayın
+90 312 284 12 28

Kaygı bozukluğu birçok kişinin yaşadığı fakat çoğu zaman yanlış yorumladığı bir durumdur. Özellikle yoğun tempo, sosyal baskı, iş stresi ve belirsizlikler kaygının artmasına neden olur. Kaygı, insanın kendini koruması için geliştirilen doğal bir mekanizmadır; ancak kontrol edilemediğinde bozukluk hâline gelir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.
Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler genelde içsel gerginlik, sürekli tetikte olma hissi ve zihinsel yorgunluk yaşar. Bunun yanında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, mide sorunları ve titreme gibi fiziksel belirtiler de ortaya çıkabilir.
Kaygı bozukluğu belirtileri kişiden kişiye değişebilir ancak bazı ortak belirtiler oldukça yaygındır.
Sık görülen belirtiler şunlardır:
Bu belirtiler uzun süre devam ediyorsa kaygı bozukluğu ihtimali oldukça yüksektir.
Kaygı bozukluğunun tek bir nedeni yoktur. Genetik yatkınlık, çocukluk deneyimleri, stresli yaşam olayları, yoğun iş yükü ve olumsuz düşünce kalıpları bir araya geldiğinde kaygı bozukluğunu tetikleyebilir.
Bazı kişilerde kaygı, belirli bir olay sonrası ortaya çıkar; bazı kişilerde ise yavaş yavaş yoğunlaşır.
Kaygı bozukluğu doğru tedavi ve düzenli destekle büyük oranda kontrol altına alınabilir. Bilimsel terapi yöntemleri, kişinin hem duygusal hem de bedensel tepkilerini yönetmesine yardımcı olur.
BDT, kaygıyı artıran düşünce kalıplarının fark edilmesini sağlar ve daha sağlıklı düşünme becerileri kazandırır. En etkili yöntemlerden biridir.
Diyafram nefesi, anlık kaygıyı düşürür ve bedeni sakinleştirir. Farkındalık çalışmaları ise zihnin sürekli kuruntu üretme eğilimini azaltır.
Geçmiş travmaların tetiklediği kaygı durumlarında oldukça etkili bir yöntemdir. Kaygının kök nedenlerini işler.
Belirtiler:
Kaygı bozukluğu yaşam kalitesini düşürse de doğru terapi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. En önemli adım, belirtileri hafife almadan bir uzmanla görüşmektir.
CanPsikolojim
Online & Yüz Yüze Destek
www.canpsikolojim.com