Bu yazı, Uzman Psikolojik Danışman Meryem Nur Aktaş tarafından kaleme alınmıştır.

Çocuklukta Bastırılan Duygular ve Duygularını Bastırmak

Hiç “Çok abartıyorsun!”, “Ağlama, güçlü ol!”, “Sinirlenmeye gerek yok.” gibi cümleler duydunuz mu? Çocuklukta bu sözler masum görünse de, aslında yetişkinlikte derin yaralar açan bir davranış biçiminin temelini oluşturur: duyguları bastırma.

Duygularını Bastıran Çocuk Ne Hisseder?

Çocukken hissettiğimiz her duygu bize bir şey anlatır: korku bize güvenlik arayışını, öfke sınırlarımızı, üzüntü kaybımızı gösterir. Ancak eğer büyürken bu duygularımızın kabul edilmediğini görürsek, onları gizlemeyi öğreniriz. Zamanla şu düşünceler oluşur:

✅ “Ağlamak zayıflık.”
✅ “Sinirlenmek ayıp.”
✅ “Hissettiğim şeyler önemli değil.”

Böylece çocuk, iç dünyasını sessizleştirmeyi öğrenir.

Yetişkinlikte Duygularını Bastırmak ve Sonuçları Nelerdir?

Yıllar sonra, duygularını bastırarak büyüyen çocuk artık bir yetişkindir. Ama…

❗ Kendi ihtiyaçlarını tanıyamaz.
❗ “Ne istiyorum?” sorusuna cevap bulamaz.
❗ Duygularını ifade ederken suçluluk hisseder.

Birçok danışanımız seanslarda şunu söyler:
“Mutlu muyum, üzgün müyüm bilmiyorum… Sadece bir şey hissetmiyorum.”

Bu his, duygusal kopukluk şemasının en güçlü işaretlerinden biridir.

Duygusal Kopukluk ve Bastırılmış Duyguların Tehlikeleri

Duygular bastırıldığında yok olmaz. Beden ve zihin onları saklayamaz, bir yerde patlar.

✔ Psikosomatik rahatsızlıklar
✔ Kronik yorgunluk
✔ İlişkilerde mesafe
✔ Yoğun kaygı ve öfke patlamaları

Aslında bu durum bir balon gibidir: Hep şişirirsiniz ama hiç havasını bırakmazsanız, sonunda patlar.

Duygularını Bastırmayı Bırakmak İçin Ne Yapmalı?

Duygularınızı tanımak ve ifade etmek için ilk adımı atabilirsiniz:

✅ Kendinize “Şu an ne hissediyorum?” diye sorun.
✅ Duygularınıza izin verin.
✅ Yardıma ihtiyaç duyuyorsanız bir uzmandan destek alın.

Bu yazı, Uzman Psikolojik Danışman Meryem Nur Aktaş tarafından kaleme alınmıştır.